Kadınlık ve Adamlık olunan ve kazanılan bir vasıftır. İnsan kadın veya adam olarak doğmaz. Yani insanlar kız veya oğlan olarak doğar ve sonradan kadın veya adam olurlar, kimileri de olamazlar. Adam veya Kadın olmak; emek, çaba, inanç, istek ve kültür ile elde ediliyor. Çünkü kadınlık ve adamlık hiç kimseye hazır olarak bir tepside sunulmuyor.

Mesela kedilerin dişisi olur ve fakat kadını olmaz. Aynı şekilde köpeklerin de erkeği olur ve fakat adamı olmaz. Çünkü hayvanların erkeği ve dişisi olur, lâkin kadını ve adamı ol(a)maz.

Sadece insanların dişisi ve erkeği, kadını ve adamı olur.

İnsan potansiyel anlamda kadın veya adam olabilir. Mantık olarak olabilir ise, demek ki olamayabilir de. Çünkü insanın kadın veya adam olmak hakkı ve meyili vardır, hakkını ve arzusunu kullanırsa olur, kullanmazsa olmaz! Oysa dişilik ve erkeklik böyle değildir. İnsanlar daha doğarken erkek veya dişi olarak doğarlar; sonra olabilirlerse olurlar.

Olabilmek denilince ben her zaman olmak ve bilmek kelimelerini düşünürüm. Olabilmek kelimesinde olduğu gibi, olmanın bilmek şartı hep vardır. Bu nedenle olması için bilinmesi gerekir. 

Kadınlığın ve adamlığın ne olduğunu bilmeden kadın veya adam olmayı başaramayacağımıza göre bunun ne olduğunu iyice düşünmek ve anlamak zorundayız.

İnsanlar bazen karşısındakine dişi veya erkek muamelesi yaparlar. O aşamada kadınlık veya adamlık aranmaz. Mesela Kadın, kadın olduğu için değil de,  dişi olduğu için doğurur.Erkeklik ve dişilik bir niteliktir çünkü nicelik değil. Çünkü erkeğin özü adamlık, dişinin özü ise kadınlıktır.

İnsanlar kendi yavrularına ad verirler. Adlar sınıf olarak kız ve erkek ayrımı yaparlar fakat o adı taşıyan aynı zamanda bir liyakat sahibi olmak üzere bir ifadeyi anlamı taşır. Hayvanlar kendi doğurdukları yavrularına isim veremezler, insan, bir tek insan adlandırır,  sadece insan, kendi yavrusuna ad verir, verebilir. Kadın gibi, Adam gibi...

Modernizm bugün eşitliği erkeklik ve dişilik açısından ele alıyor, kadınlık ve adamlık açısından değil. Oysa ki toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetten farklı olarak, kadınla erkeğin sosyal ve kültürel açıdan tanımlanmasını, toplumların bu iki cinsi birbirinden ayırt etme biçimini, onlara verdiği toplumsal rolleri anlatmak için kullanılan bir kavramdır.

Bütün toplumun ve insanlığın kadın gibi kadına ve Adam gibi adama her şeyden çok ihtiyacı var. Toplumsal referans olan Atasözlerimizden büyüklerimizin anlattığını bir sözünü hatırlayacak olursak şahsiyet yoksunlarına ders niteliği taşıyan “oğlum ben sana  xxx olamazsın demedim adam olamazsın dedim adaaam”. Tarihin en eski biraz arabesk var-i olan bu hikâyesi esasen adam gibi adam, kadın gibi kadın olunması gerektiğine işaret etmektedir.

Murat GENÇOĞULLARI