top of page

Seçim Metaforu

Yazarın fotoğrafı: Murat GençoğullarıMurat Gençoğulları

Seçim sürecinde manşetlerin ne yazdığının pek bir önemi yok aslında. Çünkü seçimlerde medyanın ne söylediği değil, milletin ne söylediği önemlidir. Bu yüzden sosyal ve dijital medya, konvansiyonel medyadan her ne kadar daha etkili bir araç olarak görünse de, asıl ve gerçek etki; “meydanlardadır”.  Bu tespit,  ilk bakışta bir teori olarak görünse de, teorilerin pratiğe dönüştüğü bir alan vardır. Bu alanda elde edilecek başarı ve sonuç, teorinin doğruluğunu yansıtır ve destekler.  


Seçimler aslında oyunun içinde oyunların olduğu bir alandır. Oyunun oynandığı yer; meydanlar ve oyuncular oyuna dâhil olmak için, o oyundan elde edilebilecek bazı çıkarlara sahip olmalıdırlar. Bu çıkarlar,  oyunun oynanmaya değer bulunması ile kuralların sorgulanmaması şeklinde karşımıza çıkar. Oyuna dâhil olmak demek onu oynanmaya değer bulmak demektir. Bu oyuna dâhil olarak, bu değer sorgulanmadan, alanın yerleşik düzeni tanınmış ve benimsenmiş olur. Her oyuncu, oyunda kullanılmak üzere elinde bazı kozlar bulundurmaya mecburdur. Ben bu kozlara şimdilik “sermaye” adını vereceğim. Her koz farklı oyunlarda farklı işlevlere sahiptir, yani her sermaye tipi, farklı alanlarda farklı bir işleve sahiptir.


Kültürel sermaye, özellikle eğitim yoluyla edinilmiş olan kültürel, saha çalışmaları ile kavranmış siyasi ve sosyolojik kodlardır. Oyuncunun yaşadığı şehri tanıyor olması, çocukluğunu orada yaşamış olması ve öldüğü vakit, orada defnedilecek olması önemli bilinen olacaktır. Siyasi parti teşkilatlarına emek vermiş, kahır çekmiş olması, nabzı biliyor anlamına gelir. Teşkilatını domine edebilecek becerileri kazanmış ve kolektif çalışmayı tecrübe etmiş olan oyuncunun, bir sermayeye sahip olduğundan söz edebiliriz.


Toplumsal ya da sosyal sermaye yani insan sermayesi ise, bir oyuncunun içinde bulunduğu alanda sahip olduğu ilişkiler ağına gönderme yapar. Bu ilişkilerin getirdiği yükümlülükler, ayrıcalıklar ve sorumluluk, bu kozların içeriğini oluşturur.


Benim üzerinde en çok durduğum sermaye, simgesel sermayedir. Yani; diğer bir değişle, insanlara kazandırılacak olan kimlik ve imgeselliğin tepkimesi ile oluşan hareket.



Simgesel sermaye diğer sermaye tipleri ile yakından ilişkilidir. Simgesel sermaye kısaca tüm sermaye türlerini çeşitli oranlarda içinde barındıran ve bu şekilde belli bir alanda söz sahibi olabilmek için geçerli hale gelen sermaye türüdür. Gösterge değeri olan soyut bir durumdur. Bu kozları elinde bulunduramayan alana hakim olamamaktadır.


Bireylerin ellerinde bulundurdukları sermaye ile, sorgulamadan kabul ettikleri kurallar  ve oyunun sonunda elde edeceklerine inandıkları çıkarlar  doğrultusunda, kendilerini sonuca götürecek bazı yollara zaman içerisinde aşina olmaya başlarlar. Bu sonuçlara giden yollara ilişkin toplumda oluşan davranışlar, zaman içinde bir kalıp haline gelir.


Bütün bu  çok yönlü ilişkiler ağı, öyle bir etki oluşturur ki, her etkinin aynı zamanda birbirini etkilediği dikkate alındığında, ortaya çok büyük ve çok yönlü bir mekanizma çıkacaktır. Bu çıkarsama bir düşünümsellik ile ele alınarak çözümlenmelidir.  


   #Düşünümsellik sebep ve sonuç arasında yönlü bir ilişkidir. Yani olay veya olguyu sürekli olarak geri dönüşlerle inceleyip irdelemektir. Düşünümsellik ile, bireyselliğin toplumsal alandaki işgal edilen alanı açıklanabilir.


 
 
 

Комментарии


bottom of page