top of page

Sokak Olayları Üzerinden İktidar Arayışı

Yazarın fotoğrafı: Murat GençoğullarıMurat Gençoğulları

Gezi Olaylarından önce Türkiye bölgede ve dünyada hayran olunan ülke durumunda idi. Herkes Türkiye’ye imreniyor, onu örnek gösteriyordu. Olaylar Türkiye’nin hızını yavaşlattı ve Türkiye’nin geleceği noktasında şüphelere neden oldu.


 

Mısır’dan Yemen’e, Suriye’den Tunus’a kadar bölgemize bakıldığında sokak üzerinden hükumetleri kontrol etmek, hatta devirmek güçlü bir eğilim haline dönüştü.


Aynı senaryolar Türkiye için de düşünüldü.





 

Muhalefet bu eylemler üzerinden avantaj sağlamaya çalıştıysa da bunun doğru bir yol olmadığını ve kendi itibarını düşürdüğünü anladı. Ama her şeye rağmen böylesine bir eylem grubundan yararlanmak isteyenler hala yok değil.

Dış dünyada ise Türkiye’yi yola getirmek için sokağı bir araç olarak görenlerin sayısı bir hayli fazla. Gezi Olaylarını canlandırma senaryoları ve bu olayları hatırlatma çabaları bir taraftan sessizce ilerliyor. Sokağın tadını alan marjinal gruplar kitleleri nasıl kışkırtacaklarını öğrenmiş durumdalar.

Dikkat etmemiz gereken bir diğer nokta ise bölgede harlanan mezhep savaşlarının Türkiye’ye ihraç edilme çabasıdır. Özellikle Suriye üzerinden Türkiye, Alevi-Sünni çatışmasına itilmeye çalışılıyor. Gezi Olaylarında Alevi vatandaşların ön plana çıkarılması da bu planın bir parçasıdır.

Mezhep üzerinden kutuplaştırma planları öylesine güçlü ki kimilerine göre, Türkiye’de Kürt sorunu Alevi sorunu ile çözülmeye çalışılıyor.  Kürt muhalefetinin bir kısmı mezhepsel muhalefete kaydırılmak isteniyor.

Bahsettiğimiz kutuplaşmayı ilk başta çok az kimse kendisi için zararlı görebilir, çünkü Hükumet karşıtı sokak hareketleri ve mezhep temelli kutuplaşma ilk etapta her iki tarafın da görünüşte güçlenmesini sağlayacaktır. Sanılanın aksine ilk aşamada Hükumet’e destek Gezi benzeri olaylar nedeniyle % 50’nin bile üzerine çıkar. Çünkü kutup sayısı 2'ye düşünce 2 kutupta da genişleme yaşanır. Yani Taraf olan arttıkça, karşı olan Taraf artar. Herkes gerilimin tırmanmasının kendisine yaradığını sanabilir. Oysa orta vadede hem ülke hem de kutuplar kaybeder. Gerilim yerini şiddete bıraktığı an, kan davasını kimin ve neden başlattığını hatırlayan bile kalmaz.

Türkiye ekonomiden, siyasete, eğitimden sağlığa kadar hayatın hemen her alanında çok büyük başarılar elde etti. Bölgemizle kıyasladığımızda mucizevi başarılarımızı görebiliyoruz. Pek çok alanda Bulgaristan’dan da, Suriye’den de, Yunanistan’dan da, Rusya’dan da hatta birçok Avrupa ülkesinden bile daha iyi durumdayız. Ne var ki kalkınma ve gelişme yolunda yapılacak daha çok işimiz var. Sokak üzerinden iktidar arayışları ülke siyasetine zarar verir.

İkinci olarak Türkiye’nin asıl başarılı olması gereken alan birliktir, beraberliktir. Atatürk’ten Menderes’e; Özal’dan Erdoğan’a Türkiye demiryolları, otobanlar, köprüler, sanayi tesisleri vs. yapmayı başarmıştır. Ancak asıl başarı Türkiye’yi yeniden birleştirmekten geçmektedir. Türkiye toplumsal mutabakat alanını en üst düzeyde genişlettiği gün, insanlarını ortak hedefler doğrultusunda birleştirebildiğini an gerçek anlamda büyük ülke olacaktır. Sokaklarda sanal ve yapay hedefler peşinde didişmek işte bu birliğe büyük zararlar verir. Asıl mesele biri bir görmek değil, çokluktaki birliği görmektir.

Murat GENÇOĞULLARI

 
 
 

Comments


bottom of page