top of page
  • Yazarın fotoğrafıMurat Gençoğulları

İstanbul sözleşmesinden ne anladık?


Biz toplum olarak hafızamızı, hezimetlerimizi ve tecrübelerimizi yeteri kadar kullanmıyoruz. Mesele bir toplumun geleceği ise, sonuna kadar inisiyatif almak ve kolektif bir değerlendirme yapmak zorundayız.




Sözleşmenin imzalanmasının üzerinden 10 yıl, yürürlüğe girmesinin üzerinden 7 yıl geçtikten sonra, 20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanlığı kararı ile fesh edildi. Peki bu 10 yıllık süreç bize ne öğretti? Hangi zaaflarımızı açığa çıkardı? Hangi eksikliklerimizi yüzümüze vurdu? Kısacası İstanbul Sözleşmesi bize ne öğretti?


Sivil Toplum Kuruluşlarının, kanaat önderlerinin, Siyasi Partilerin, Akademisyenlerin, Aile gibi en önemli kurumun geleceğinin tayin edildiği bir konuda yeterli bir çalışmanın ortaya konulmadığını ve tartışılmadığını gördük. STK’ların birçoğu gerçek faaliyetlerini yapmak yerine, siyaset mekanizmasına monte olmak için bir çaba içinde olmalarından dolayı, bu tür kritik konularda topluma bir katkı sağlamadıkları ortaya çıktı. Sözleşme metninin okunmadığı, yapılan tartışmalardan, beyan edilen fikirlerden ve objektif olmayan açıklamalardan belli oldu.


Siyasetçilerin, ne kadar tecrübeli olurlarsa olsunlar, yanılabileceklerini, bir metnin içinde geçen kavramların ideolojik uzantılarını fark edemeyebileceklerini anladık. Halkın değerleriyle kavgalı olan Muhalefetin, işlettiği siyaset tarzının, ülkeye ne kadar zarar verebileceğini gördük.


Okumadığımızı, araştırmadığımızı, söylenenleri takip etmediğimizi gördük. Hemen her cemaatin veya STK'nın kendi iç meseleleri ile meşgul olduğunu, siyasete bir katkı sağlamadığını gördük. Bu süreç bize, ideolojik, düşünsel ve felsefi akımlara karşı aynı ağırlıkta cevaplar üretemediğimizi gösterdi.


Yaşadığımız sürecin anahtar kavramları olan toplumsal cinsiyet, cinsel eğilim, şiddet, cinsiyet eşitliği gibi kavramlarla nasıl manipülasyon yapıldığını ve bu konunun propaganda malzemesi yapıldığını üzülerek izledik.


Geleceğimizi ilgilendiren bu tür konularla ilgili doğru haber kaynaklarına ve bilgilendirici çalışmalara ihtiyacımız var. Toplumun, kulaktan dolma bilgiler yerine, bilimsel bilgiyle ve araştırmaya dayanan bilgilerle beslenmesi gerekmektedir.


Murat GENÇOĞULLARI

116 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page