top of page
  • Yazarın fotoğrafıMurat Gençoğulları

Adalet Yürüyüşü

#CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 15 Haziran’da, Ankara’dan İstanbul’a yürüyerek bir protesto başlatma kararı aldı. Aldığı bu  karara gerekçe, CHP #İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması olarak kayda geçtiğini söyleyebiliriz.


 


 

Ülkemizde Basın Özgürlüğü sürekli olarak didiklenmekte, kamu bu konu ile ilgili yanlış ve kasıtlı olarak  bilgilendirilmektedir. Çünkü ceza evine giren gazeteciler, gazetecilik mesleğinden dolayı değil, casusluk, vatana ihanet ve  milli güvenliğe tehdit oluşturacak faaliyet yapma suçlarından girmektedirler.


#Mit Tırları davasında, Ceza alan ve Yurt dışına kaçan Can Dündar’ın; “görüntüleri solcu bir Milletvekili dostum verdi” şeklinde bir ifadesi vardı. Enis Berberoğlu’nun o tarihte Can Dündar’la yapılan 21 saniyelik ses kaydından yola çıkarak teknik takiple ikisinin buluşup, görüntü kaydığı ona verdiği tespit edilmişti. Bu görüntüyü Enis Berberoğlu’na kimin verdiği konusunda araştırmalar devam etmektedir.


Öte yandan,  Kemal Kılıçdaroğlu’nun  bu davanın neresinde olacağı ve Milli Güvenlik ve Devlet sırlarını açığa vurmanın kendisi ile bir ilişkisi olup olmayacağı da, herkes tarafından merak konusu olmuş durumdadır. Çünkü Ramazan ayında böyle bir protesto eylemine girmesi, dikkatleri başka yöne çekme hamlesi olarak algılandı. 15 Temmuz hain darbe girişimde, yollara inmeyen Kemal Kılıçdaroğlu, Devletin sırlarını ifşa etmeye çalışan Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasından sonra yollara çıkıp, adalet  yürüyüşü adı altında, gündem oluşturma çabası, kamu vicdanını derinden yaralamıştır.


Hükumet, bir yandan Ramazan Ayının huzur, güven ve sükûnet içinde geçmesi için çalışma yaparken, diğer yandan, kendine siyasi alan açmaya çalışan, siyaset mekanizmasını halka karşı olarak kullanan kişilerin protesto yürüyüşlerine de güvenlik tedbiri almakla meşgul ediliyor.


Milletin temel değerleri ile kavgalı olmak ve bu düşüncelere taraftar toplamak, siyasi bir partinin ideolojisi olmamalıdır. Sokakta protesto yürüyüşü yapan siyasetçiler halkta karşılık bulmaz. Bizim toplumumuzda, yürüyüş denilince akla; huzursuzluk, cam çerçeve kırılması, gündelik hayatın çileye dönmesi şeklinde kavramlar gelir ve olumsuzluk olarak algılanır.


Devletin gizli kalması gereken bilgilerini pazarlamak, siyasal ve askeri casusluk yapmak, bir siyasetçinin asla görevi olamaz. Devletin güvenliği, kişilerin siyasi bir avantaj elde etmeleri için, malzeme konusu edilemez!


 

Murat GENÇOĞULLARI

3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page