top of page
  • Yazarın fotoÄŸrafıMurat GençoÄŸulları

Devletin Gücü Test Edilemez!

Bugünkü yazıma nasıl başlayacağımı bilemiyorum…

Bir insanın karşılaşacağı en büyük problem, problemin ne olduğunu bilmemektir.

Üç gün önce Antakya’da ki eylemlerde hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın acısını hissetmemek mümkün değil.


Allah Rahmet eylesin… Anasına, kardeşlerine, yakınlarına ve tüm sevenlerine.


Sokaklar sanki savaş alanı gibi. Sabahleyin erken saatte oradan geçtim, nefes bile almakta zorlandım.

Beni en çok üzen bir diğer hadise, olaydan sonra kişinin nasıl öldüğü ile yapılan konuşmalarda, işin faturasının birilerine kesilmeye çalışılması oldu. Şimdi bunun ne önemi var. Sonuçta öldü, bir hayat kayboldu, söndü ve arkasında acılı insanlar bıraktı. Burada cevaplanması gereken asıl soru şudur. Nasıl ve ne zaman öldüğü değil, Neden öldüğüdür. Bu konu ile ilgili herkesin, mutlaka bir fikri vardır. İlk önce gezi parkı olaylarını, kendi içimize taşımak isteyen, Hatay İli’nin hoşgörü ve medeniyet şehri olan itibarını ve prestijini yok etmek üzere kurgulanmış, bazı merkezlerin yönettiği ve organize ettiği olaylar. Ardından gene ODTÜ olaylarını Antakya’ya getirip, yapılmak istenen psikolojik harekâtın daha etkili ve sürdürülebilir olmasında sebep arama girişimleri.

Olayın olduğu gece, polisle çatışmaların yoğun olduğu bir atmosfer vardı. Bu ortamda bulunan herkes yaralanma ve ölüm dahil bu riski göze almış sayılmaktadır. Bir sokakta yapılan bir eylem ve gösteri eğer kanunsuz gösteri ise, Polisin olaya müdahale etmek gibi bir görevi ve zorunluluğu vardır. Oradaki olaylara son vermek ve asayişi sağlamak ve kontrol etmek zaten polisin görevidir.

Bu konuda Devletin gücünü test etmek gereksizdir, Çünkü vatandaş Devletin gücü karşısında çaresizdir.

 Şehri yaşanmaz bir hale getirerek, olay mahallinde oturan insanları sosyal ve iktisadi hayatını çileye dönüştürerek, kırarak yakarak şehri savaş alanına çevirmek, kimsenin hakkı değildir. Bu tür ortamda, polisin sert tutumundan şikâyetçi olmak da abesle iştigaldir.

Bütün dünyada bu tür hadiselerin yaşandığı yerde, polis müdahalesi her zaman sert olmuştur.

Ben bu gencecik insanların hayatına mal olan bu yasal olmayan olayların bir an önce bitmesini, kimin ne isteği varsa yasal bir zeminde söylenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu iş bu şekilde yürümez. Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan hepsi bu eylemlerin yüzünden öldüler.

Ben bu eylemleri tanzim edenlere ve destekleyenlere soruyorum?

Diyelim ki emellerinize ulaştınız, Hükumeti yıprattınız, nihayetinde sizler bu ölen gencecik kardeşlerimizi geri getirebilir misiniz?


Söyler misiniz? 

DeÄŸdi mi?

Bu insanların yok oluşuna.


4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page