Öncelikle şunu ifade edeyim ki; Bu yazıda verilmek istenen mesaj başlığı ile anlaşılmaz. Tümünü okumak zahmetine katlanmak gerekir.
Ortadoğuya baktığımızda 1.Dünya Savaşında buradaki sistem İngilizler ve Fransızlar tarafından kurulmuş, Fransa'nın yerini zamanla Amerika almıştır. #Rusya burada etkili olmak istediyse de başarılı olmadığını gördük. 2000 yılına kadar bu bölge Ortadoğu olarak anılmamıştı. Ortadoğu kelimesi de sonradan üretilmiş bir kavram olup, ne tarihi nede kültürü itibarıyla bu coğrafyadan ortadoğu adıyla söz edilmemiştir.
Suni olarak üretilen Ortadoğu düzenindeki temel dayanaklar vardır.Bunların en başında İran gelmektedir.İran İslam devriminden hem önce hemde sonra körfez ülkeleri için bir tehdit olmuş ve bu korku körfez ülkelerini batının kucağına itilmeye zorlamıştır.
Diğer bir sorun İsrail-Filistin sorunudur. Yıllarca çözülemeyen bu sorun Arap ve İslam dünyasını birleştirmek yerine,aksine Batının İsrail'e olan siyasi desteği sebebi ile,sorunun batı tarafından çözülmesi beklenmiştir. #İsrail zamanla bölgenin siyaseti açısından görünmeyen bir aktör ve etken olarak bölgenin tanziminde önemli bir rol oynamıştır.
Diğer taraftan mezhep çatışmalarının oluşturduğu rekabet ve siyasi ayrışma. Şiilerin ve Sunnilerin birbirine olan güvensizliği ve bu gibi sorunlar sebebi ile, dış güçlerin bölgede etkili olmasını kolaylaştırmış ve dışarıdan manipüle edilmeye müsait hale gelmişlerdir.
Türkiye'nin #Ortadoğu'da ekonomik ve siyasi olarak giderek artan gücü ve bölgede daha etkili olmak istemesini İran ve İsrail istemediğinden Türkiye politikalarına karşı bazen çeşitli örgütlerin eylemleri ile mesaj vermeye çalışmış, bazen açıktan muhalefet etmiştir. Arap Baharı ile başlayıp Mısır'a yapılan darbe, Somali'deki Elçiliğimize yapılan saldırıya kadar süreci incelediğimizde, Ortadoğudaki sistemin sahipleri tarafından kontrol edildiği, bu coğrafyada başka ülkelerin etkili olmamaları için yapmayacakları hiç şeyin olmadığını da çok açık bir şekilde görmüş oluyoruz.
Bir ülkedeki devam eden kavga ve çatışmalar sonucunda kazanan taraf kim olursa olsun, Ülkesini etki altında kalmadan yöneteceği anlamına gelmiyor. Yönetime gelecekler taraf değiştirmiş olur ve bazı imkanlardan yararlanır.
Bir ülkede Demokrasinin teminat altına alınması bu yüzden çok önemli bir hadisedir.
Murat GENÇOĞULLARI