Bir şeyi kendine mesele edinen kimselere, acıma ve kızma duygularıyla yaklaşılmaz, aksine böyleleri belki görünüşte, görmezden gelinirler, bir şeyi mesele etmekle, hatta mesele çıkarmakla dahi suçlanabilirler. Fakat bu vasıftaki kimseler aynı zamanda gizli bir hürmet hissinin konusu olmayı da başarırlar.

Mesele adamı inandığı dava için ölümü dahi göze alarak, herşeye rağmen ''ben varım'' diyebilmektir. Mesele çıkarmak ise bir şeyi mesele etmekten oldukça farklıdır. Bir şeyi mesele eden o şeyi sadece kendisi için mesele haline getirirken, mesele çıkaran mesele ettiği şeyi başkalarının da meselesi haline getirir.
Mesele çıkarmak, bir bakıma ihtilaf konuları üretmektir, başkalarını taraf olmadıkları konularda taraf olmaya zorlamaktır. O nedenle mesele çıkarmak ile gürültü çıkarmak hep bir tutulur, zira gürültü o gürültüyü çıkarandan çok başkalarını rahatsız eder. Nasıl ki gürültü, o gürültüyü çıkaran çocukları rahatsız etmiyorsa, mesele çıkaran insanları da çıkardıkları meseleler umumiyetle rahatsız etmez. Burada da başkalarının bakışı ön plandadır. Çünkü mesele çıkaran kişi için zaten mesele vardır, ortadadır, o meseleyi kendiliğinden çıkardığını değil, olsa olsa ona işaret ettiğini, başkalarının dikkatini çektiğini düşünür. Rahatsız olanlar, ona göre, gerçekten de hakikati görmemek için, hakikatten rahatsız olmak için ciddi nedenleri bulunan eyyamcılardan ibarettir.
Taraf olmak ile, Taraftar olmak birbirinden farklıdır. Çünkü Taraf olan savunur, Taraftar olan ise savrulur.
Mesele sahibi olmak, dava ve iddia sahibi olmakla eşdeğerdir.
Bir şeyi mesele edinen kişi, o şeyi soru konusu kılmış demektir. Bir şeyi soru konusu kılmak ise o şey hakkında cevap talep etmektir. Sorusu olan, cevap talep eden kişi, sorusunun cevabını arayan, cevabı aranmaya değer bir sorusu olan, kısacası cevabını bulmak için yola düşen kişidir. Soru sormak ya da cevap istemek aramak ise şayet, o halde soran da arayandır.
Mesele edinen kişiye karşı sevgi duyulmaz, saygı duyulur . . .
Hâsılı, bir şeyi mesele edinen kişi her ne ise o şeyin cevabını veya çözümünü aradığı için, ne tuhaftır ki böyle yapmakla sadece bir şeyi kendisine mesele etmiş olmakla kalmaz, başkalarının meselelerini kendi meselesi yapmış olur.
Sözün özü, meselesi olmayanlar herşey olabilirler ama adam olamazlar.
Comments