top of page
  • Yazarın fotoğrafıMurat Gençoğulları

Vahşetin adı: Ortadoğu

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2020

Batı dünyası Suriye’deki iç savaşın devam etmesinde yarar görüyor, savaşın devam etmesini adeta bilerek sağlıyor.

Bunda en önemli etken ise İsrail ve onun gibi düşünen Batı’daki lobiler. Çünkü Suriye'de Muhaliflerin hükumet kurmaları halinde, Batı ve ABD karşıtı bir iktidarın kaçınılmaz olacağını düşünüyorlar. Zaten Suriye'de rejim değişikliğinden öte bir jeo-politik savaş verildiği herkes tarafından bilinmektedir. İç savaştan sonra ise ülkenin etnik ve dini yapılara göre federal birimlere bölünme politikası kaçınılmaz hale gelir.  Rejim değişikliğinden sonra sıranın harita değişikliğine gelmesi de mukadder görünüyor.  Suriye'deki gelişmeler, başta ABD ve Rusya olmak üzere Türkiye, Lübnan, Irak, Ürdün ve İran üzerinde er veya geç, jeo-politik dengeleri yeniden dizayn edecektir.  

Suriye'nin başkenti Şam'da Esed güçlerinin kimyasal silah kullandığı iddiası, dünyanın birçok bölgesindeki kimyasal silah saldırılarını akıllara getirdi. 

Ne ilk ne de son olan Kimyasal silah kullanımı, Belçika'dan Vietnam'a, Irak'tan Japonya'ya kadar dünyanın birçok ülkesindeki benzer saldırılarda binlerce insan hayatını kaybederken,on binlerce kişi de yaralanmıştır.

Kimyasal savaş maddelerinin savaş alanında kullanımı, ilk defa I. Dünya Savaşı sırasındadır. Almanların tarafından Hardal gazının bulunduğu, bidonların kapaklarının açılması ve rüzgara bırakılarak gazın dağılması yöntemi ile Kimyasal savaş başlamıştır. Hemen arkasından Fransızlarda kimyasal gazı cephane içine koymuşlar ve bu şekilde Alman mevzilerine atmışlardır. Bu kullanım, sonrasında, kimyasal silahların kullanımına temel oluşturmuştur. 1.Dünya savaşında kimyasal gazdan yüz bin kişiden fazla insan ölmüştür. 

Kimyasal Silahlar, insan üzerinde fiziksel ya da psikolojik tahrip etkisi yapmak üzere kimyevi maddelerin zehirleyici özelliklerinden yararlanılarak üretilmiş olan maddelerdir. İçerdikleri kimyevi maddeler nedeniyle insan üzerinde tahrip edici ve onarılamaz hasar gücü vardır.

Etkisi yıllarca devam ediyor . . .

Sarin gazı dönemin Saddam Hüseyin yönetimi tarafından 1988 yılında düzenlenen Halepçe katliamında da kullanılmış, 5 binden fazla insan ölmüş, yaklaşık 7 bin kişi yaralanmıştı. Kuzey Irak'taki Kürtlere 1991 yılında BM tarafından kimyasal silah kategorisine alınan bu gaz, daha sonra 1995 yılında Tokyo metrosuna düzenlenen terör saldırısında kullanılmıştı.1963-67'de Yemen’de, 1968 de Vietnam’da, 1970 de Laos, Kamboçya, Vietnam ve Afganistan’da, 1983 de İran-Irak savaşında, 1988 de Halepçe’de  Hardal gazı kullanıldığı bilinmektedir.

Şam'da önceki gün gerçekleşen ve binlerce sivilin hayatını kaybettiği iddia edilen kimyasal saldırı dikkatleri yeniden Esed'in kimyasal silahlarına çevirdi.

30 yıl evvel Hafız Esed,Hama katliamında binlerce kişi katledilmişti. Aynı katliamın bir benzerinin bugün yaşanıyor olması kabul edilebilir bir durum değildir. Suriye’nin tek dayanağı olan Rusya’nın rejimin arkasında hala duruyor olması,buradaki acıyı derinleştirmiştir. Ortadoğu’da tek müttefiki kalan ve Akdeniz'de üssü olabilecek tek ülkenin Suriye olması, Rusya’nın her şeye rağmen, rejimin arkasında durmasını zorunlu bir hale getirmiştir. Dışarıdan askeri müdahale ihtimalinin bugün dahi olmaması, rejimi rahatlatan diğer bir faktör. Beşşar Esed, ülkede kontrolü ve hakimiyeti kaybetmiş olmayı da pek önemsemişe benzemiyor. Bütün bunlar, Beşşar Esed’in ödeyemeyeceği bir fatura olarak karşısına çıkacaktır.

Aralarında bebek ve çocukların da bulunduğu yüzlerce kişinin can verdiği, bu tabloyu ne insani ne de İslami bir açıdan değerlendirmek mümkün değildir. Bana göre,bütün bu olanlardan, Ortadoğu’yu yeniden dizayn  etmek isteyen tüm aktör ülkelerin bu katliamdan mesuliyeti vardır. Bu tabloya göre Batı ve İsrail için en güzel sonuç beraberlik, yani tarafların birbirini tüketmesi. Sonu gelmez bir iç savaş isteniyor Suriye’de…


Ortadoğu’da oynanan bu oyunun faturasını masum sivillerin ödemesini hiçbir vicdan kabul etmez.

Murat Gençoğulları

3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page