top of page
  • Yazarın fotoğrafıMurat Gençoğulları

Çatı Aday

Güncelleme tarihi: 30 Mar 2020

AK Parti, Cumhurbaşkanı’nın siyasal sistem içindeki konumunun değişmesini,  milli iradeyi siyasal sisteme hâkim kılmayı, siyasetin gelmiş olduğu bu noktada, bir mecburiyet olarak görüyor.

2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan kriz, Cumhurbaşkanlığının seçilme biçimi ve koşullarına yönelik gerçekleştirilen düzenlemeler, bu işi hem kolaylaştırdığı hem de zorunlu kıldığı bir durum söz konusudur.

Muhalefet ise milli iradeyi siyasal sisteme hâkim kılma eğilimlerine direnç göstermesinin doğal bir sonucu olarak Cumhurbaşkanı’nın konumunu tartışmalı bir hale getirmeye çalışıyor. 2007’deki düzenlemelerin Cumhurbaşkanlığı modeline yönelik zorunlu etkilerini yok sayarak, “siyaset-dışından” ve “tarafsızlık” sıfatlarını eski sistemi muhafaza etmeye çalışıyormuş gibi bir durumla karşı karşıya kalıyor. Muhalefet,  aday profillerini ve Cumhurbaşkanı’nın konumunu öne çıkaran bir stratejiyle yüksek profilli aday çıkaramamanın üzerini örtmeye çalışıyor.

Seçim stratejisinin  “oylar bölünmesin” üzerine inşa edilmesi, seçimlere siyasi değil ideolojik anlam yüklemek anlamına geliyor ki bunun ne derece yanlış olduğunu birçok örnekte gördük.

Muhalefet partileri bu seçime de AK Parti'nin söylemsel ve stratejik hâkimiyeti altında giriyorlar. Zira Erdoğan karşıtlığı söylemi o kadar tüketildi ki muhalefet partileri tersinden Ak Partiye bağımlı hale geldiler.

Cumhurbaşkanlığı seçimi Parti başlığı altında yapılacak bir referandum olacağından dolayı  HDP en azından Türkiye genelindeki  kendi gücünü ölçmek için bir aday çıkarmada kararlı olduğunu görüyoruz. Ancak 30 mart seçimlerinin yoğun siyasi içeriği ve yüksek bir tempoda yaşanmış olması, halkın seçim yorgunu olmasına sebep oldu. Bu yüzden CB seçimine katılımın beklenenin çok altına olacağı, çok net olarak görülmektedir.

İhsanoğlu’nun başarılı olması için, öncelikle, CHP-MHP tabanını kendi lehine oy kullanmak üzere sandığa gitmeye ikna etmesi, ardından, Meclis’e giremeyen muhalefet partilerinin seçmeninin desteğini alması ve mümkünse, AK Parti seçmeninden hatırı sayılır bir oy alması gerekiyor.

CHP ve MHP, AK Parti’nin İhsanoğlu isminden rahatsız oluşunu, adaylığının uygunluğu için yeterli saydılar. Oysa İhsanoğlu’nun CHP-MHP’nin çatı adayı olarak belirlenmesine yönelik eleştirilerin yoğunluğu, kendi içlerinden bir aday çıkaramamış olmalarından kaynaklanmaktadır.

Kılıçdaroğlu başkanlığında CHP’nin, oyun kurmak yerine rakibinin oyununu bozmaya, kazanmak yerine kaybettirmeye, tabanının siyasi talep ve beklentilerini karşılamak yerine AK Parti karşıtı operasyon merkezlerinin aktörü olmaya yönelen tüketici bir siyaset tarzı, Ülkemiz siyasi geleceği açısından son derece endişe verici bir durumdur.

iki muhalefet partisinin daha ilk turdan ortak aday çıkarmaları siyaseten çok doğru bir harekete benzemiyor. Bunun yerine eğer CHP ve MHP’nin, siyaseten var olmanın karşılığı olarak isimlerine itiraz edilmeyecek adaylarla seçime girmeleri gerekirdi. Seçimler birçok  dinamiklere sahip olduğundan bu tür ittifaklar bir sonraki seçimde partinin oylarını düşürür hatta baraj tehlikesine dahi takılabilir.


Çatı adayı arayışındaki bazı kişiler, bize biyografisi parlak, iyi ve akil olduğunu düşündükleri isimleri öneriyorlar. Muhalefetin hoşlanmadığı deneyimli bir siyasetçiyi alt etmenin yegane yolu olarak, karşısına siyasetle ilgisi olmayan "iyi ve akil bir insan" çıkarma stratejisinin bir meydan okumadan ziyade seçeneksizlik göstergesi olduğu kanısındayım.

İnsanları bir arada tutan birlikte yaşatan siyaset değil, milli ve manevi değerlerdir !


Murat GENÇOĞULLARI

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page